Mutsuz
muyum? Ya da kırgın, kırılmış, üzülmüş…
İnsan neden hak etmediği şeyleri yaşar ki.
Neden birileri birilerini mutlu etmek varken mutsuz ederler. ‘’Zamanında beni
mutsuz ettiler bende herkesi mutsuz edicem’’ midir o birilerinin felsefesi. Ben
üzüldüm, ben kırıldım, beni mutsuz etti biri(leri) ama ben yapmam, ben mutsuz
etmem, ben kimsenin canını bilerek yakmam, yakamam.. İstesem de yapamam ki
bunu..
Hayat.. Garip gerçekten.. Hayat..Zor.Yaşamak..
..!
Oysa ne kadar mutluydum onsuz.. Onu tanımadan, sevmeden, bağlanmadan. Ve ne
kadar mutluydum o hayatımda varken bana beni sevdiğini, hiç bırakmıcağını
söylerken. Aslında onunlayken farkında da değildim bütün bunlardan, ne kadar
çok alışkanlığım olduğundan. O gittiğinde anladım. Pardon..! Gittiğinde değil
‘istemiyorsan git’ dediğinde. Ve giderken ne kadar emindim beni kolumdan tutup
kendine çekip ‘saçmalama nereye..?’ diyeceğinden. Ama öyle olmadı. Evdeki hesap
çarşıya uymadı derler ya ondan işte. Tamam dedi ‘madem gitmek istiyorsun buyur
kapı’ der gibiydi bakışları. Gittim bende içimde ölmeyen umutla. Ne kadar zaman geçti aradan
bilmiyorum. Takvim yapraklarını koparmaktan vazgeçtim, gelir diye gün saymaktan
da.. Gelicek ama bi gün öyle ya da böyle pişman ya da değil gelicek. Ama
unuttum ben o biri’ni . İçimde hissettiğim anlamsız boşluğu saymazsak iyi de
sayılırım. Hem bana uygunda değildi, soyadını da sevmemiştim hiç. Çocukça
tavırları da bunaltıyordu bazen beni. Yok olmuyor, söyleyemiyorum yalan
küçüklükten beri de söyleyemezdim zaten. Evet adıma en çok yakıştırdığım soyad
onunkiydi, o çocukça tavırları beni bunaltmak yerine suratımda aptalca bi
gülümsemeye sebep olurdu. Ve ben onunla olan, ona dair ne varsa özledim..!
Gitmeyi seçmişsin. En büyük adımı atmışsın.
YanıtlaSilKimi vardır, o gitmeyi bile berecemez..
Bu arada hayırlı olsun. :)